Camilerimizin tuvaletleri pis. Üzgünüz, ama bunu birilerinin söylemesi gerekiyordu artık. Bin bir türlü ayak kokusunun sindiği halılarından daha evvel bahseden çok oldu ama cami tuvaletlerindeki ‘durum’ hakkında pek kimse konuşmadı. Bunun ‘içimize atmak’tan başka bir izahı da yok sanırım. Niye içimize atıyoruz, bir söyler misiniz?
19 Ağustos 2010 Perşembe
Alper Gencer (Şair) : Beynamazları tahakküm eden kirli kokulu eşhas
Müslümanlar, ibadet etmek için bir mabede icbar değildirler. Yeryüzünde konuşlanmış hemen her yer; bir müslümanı, ibadeti için konuk etmeye hazırdır. Mesele cami yahut cami tuvaletlerinin içler acısı durumu değil. "Temizlik" mefhumu madem imanı refere eden bir durum, mesele müslüman dediğimiz kişilerin, bir mabedin yanında ya da uzağında, neden böylesi kirli bir eşgale sahip olduğudur. "Araplar pistirler, kokarlar" derler. Arabistan toprağına ayak basmışlığım yoktur ve fakat, bu kadar insanın ağız birliği yapmışçasına yaptıkları bu ayrımı hiç de etnik/ırkçı bir aşağılama olarak telakki etmiyorum. Bir insan kendine müslümanlığı yakıştırır yakıştırmaz, giyimi ve temizliği ile namazı kadar meşgul olması gerektiğini idrakte zorlanıyor. Hal böyle olunca, ortalık, beynamazları tahakküm altına alan kirli-kokulu eşhasla dolup taşıyor. Cami tuvaleti mi dediniz? Siz o tuvaletleri kirletenleri, kendi evlerinde temiz döşeklere yatan pirüpak insanlar mı zannediyorsunuz!? İnsan, evinden bell'olur. Cami olsa ne olur, olmasa ne olur!