Camilerimizin tuvaletleri pis. Üzgünüz, ama bunu birilerinin söylemesi gerekiyordu artık. Bin bir türlü ayak kokusunun sindiği halılarından daha evvel bahseden çok oldu ama cami tuvaletlerindeki ‘durum’ hakkında pek kimse konuşmadı. Bunun ‘içimize atmak’tan başka bir izahı da yok sanırım. Niye içimize atıyoruz, bir söyler misiniz?
19 Ağustos 2010 Perşembe
Prof. Dr. Hayrettin Karaman: Peygamberimiz (s.a.v.) "Nefret ettirmeyin" buyuruyor
Camilerimizin içi ve dışı, maddi ve manevi olarak mamur (güzel, temiz, bakımlı, camiye ait faaliyetlerle dopdolu) olmalıdır. Dünyanın en güzel camiinin içi boş ise o harap sayılır. İçi ibadet edenler, öğrenip öğrenenler ile dolu olduğu halde pis, bakımsız, tamire muhtaç, çirkin görüntülü ise o cami de maddi bakımdan mamur değildir. Camilerin yanında ve yakınında tuvaletler varsa bunların bakımlı, temiz ve kokusuz olması gerekir. Camiye ibadet için giden, şadırvana abdest almak için giren bir kimse hemen yanıbaşındaki tuvaletten gelen pis kokular ile rahatsız oluyorsa bundan, yakından uzağa görevliler sorumludur. Maddi ve manevi temiziiğe dinimiz kadar önem vereni zor bulunur. Peygamberimiz (s.a.v.) "Nefret ettirmeyin" buyuruyor. Bunlara rağmen camiler, çevresi, şadırvanı, tuvaleti pis ve bakımsız olursa sünnete aykırı davranılmış olur. Temizlik için görevlilerin gayreti de yetmez; halkımıza temizlik ve güzellik şuurunun aşılanması gerekir.